Hyundai Grubu’nun tamamen elektrikli otomobillere bağlı kalacağı zaten belliydi. IONIQ 5 mükemmel bir mühendislik ürünü olarak kabul ediliyor ve aileye katılacak daha fazla IONIQ modeli de yolda: daha büyük bir SUV (IONIQ 7) ve bir sedan (IONIQ 6). Ancak Automotive News, bu beklentilerle ilgili yeni unsurları keşfetti: ABD’de 7,4 milyar dolarlık bir yatırım ve yeni bir EV platformu.
Burada Hyundai IONIQ 5 ve Kia EV6’nın temelini oluşturan E-GMP platformundan bahsetmiyoruz. Hyundai CEO’su Jaehoon Chang’a göre, markanın yeni bir hedefe ulaşması yeterli olmayacak: 2026’ya kadar yılda 1,7 milyon elektrikli araç. Bundan önce Hyundai, 2025’te yılda 1 milyon otomobil satacağını söyledi. 1,7 milyon adet hedefi sadece bir yılda %70’lik bir artışı temsil ediyor ve bu son derece agresif.
Hyundai, yeni platformla birlikte 2026 yılına kadar 13 elektrikli otomobil modeli sunmayı planlıyor. Burada sadece Hyundai markasından bahsediyoruz, Kia veya Genesis değil. IONIQ ailesinde şimdiye kadar sadece dört model var: orijinal hibrit IONIQ, IONIQ 5, 6 ve 7. Hyundai’de ayrıca EV sayısını beşe çıkaran Kona Electric de bulunuyor. Bu durum, 2026’ya kadar sekiz yeni model daha göreceğimiz anlamına geliyor ve bu sayı daha da yüksek olabilir: Kona Electric ve orijinal IONIQ, o zamana kadar başka modellerle değiştirilebilir.
Chang, bu hedeflere ulaşmak için Automotive News’e, Hyundai’nin bu parayı elektrikli otomobiller için Ar-Ge’de (araştırma ve geliştirme) kullanmak için yeni içten yanmalı motorlara yaptığı yatırımları durduracağını söyledi. Japon otomobil üreticileri gibi Hyundai de katı hal pillerin peşinde ama 2030’a kadar bu pillerin piyasada olacağını düşünmüyor. O yıl için vaat edebileceği şey, Genesis’i yalnızca elektrikli bir marka haline getirmek. Bunun için geçiş 2025’te başlayacak.
Hyundai Group’un Kona Electric ile katlanmak zorunda kaldığı devasa pil paketi geri çağırmasına rağmen elektrikli bir gelecek peşinde koşması, önümüzdeki birkaç yıl içinde hayatta kalma konusunda ciddi olan herhangi bir otomobil üreticisinin başka seçeneği olmadığını gösteriyor. Bu geçişi en yetkin şekilde gerçekleştirenler büyük bir rekabet avantajına sahip olacaklar.