Gezegenimizin sınırlı kaynakları göz önüne alındığında içten yanmalı motorların sürdürülebilir olmadığı giderek daha açık hale geldikçe, güç ünitelerinin elektriğe geçişi otomobil endüstrisinden yavaş yavaş havacılık dahil diğer alanları da kapsayacak şekilde genişliyor. Bu segmentteki birkaç büyük oyuncu şu anda bir uzay ajansı da dahil olmak üzere uçaklar için bir tür elektrik santrali üzerinde çalışıyor: NASA.
Uzay ajansı, Elektrikli Güç Aktarma Organları Uçuş Gösterisi adlı bir programa sahip. Kısaca EPFD olarak anılan programın amacı ticari uçaklar için ihtiyaç duyulan Elektrikli Uçak Tahrik (EAP) teknolojilerini geliştirmek.
Eylül ayının son gününde NASA, EAP araştırmaları için GE Aviation ve MagniX USA olmak üzere iki şirkete sözleşme imzaladığını duyurdu. Sözleşmeler sırasıyla 179 milyon dolar ve 74,3 milyon dolar değerinde.
İki şirketin, “ticari uçak taşımacılığına uygulanabilir EAP teknolojilerinin yer ve uçuş testi gösterilerini yürütmek” için beş yıl süresi bulunuyor. NASA sürece geliştirme, uçuş testi uygulamaları ve veri analizi konularında yardımcı olacak.
Bu teknolojileri gerçeğe dönüştürmek için sar edilen yoğun çabalara rağmen, dünyada henüz işlevsel bir ticari elektrikli yolcu uçağı yok. Rolls Royce da yakın geçmişte bu konu hakkında bir duyuru taptı.
Eylül ayının ortalarında İngiliz şirketi, bu tür bir makine için hız rekorunu kırmayı amaçlayan elektrikli tek koltuklu Spirit’i ilk kez uçurdu. Uçak, “bir uçak için şimdiye kadar monte edilmiş en yoğun pil paketi” olduğu söylenen 6.000 hücreli bir pil kullanıyor ve saatte 483 kilometre hızla uçmayı hedefliyor. Rekor denemesi uçuşunun tarihi henüz belirlenmedi.
Rolls-Royce ayrıca, “kısa mesafeli seyahatler için tamamen elektrikli bir yolcu uçağının” geliştirilmesi için henüz ismi açıklanmayan bir İskandinav havayoluyla da işbirliği yapıyor. Bu uçağın 2026’da hizmete gireceği iddia ediliyor.
